17 gündür yollardayız. Hemen hemen her gün güneşi başka bir yerde doğurup başka bir yerde batırdık. Keşke daha uzun zamanımız olsa…. Dün gece son kez kamp alanına çadırımızı kurduk. Turumuzun sonuna doğru geliyoruz. Bu sabah yine 06.30 gibi uyanıyoruz. Nehir kıyısında olmamamıza rağmen yine ıslak bir sabah. Eşyalarımızı toparlamadan önce turumuz boyunca hiç çadırımızın içerisini göstermediğimiz aklımıza geliyor. Bugün Melnik şehrinden ayrılıp Vltava Nehrini takip edeceğiz.
Kaldığımız kamp alanı Auto Kemp Melnik’in hemen yanından büyük bir süpermarket bulunuyor. Sabah kahvaltılık malzemelerimizi oradan alıp yola çıkıyoruz. Eski köprü kapalı olduğu için Merve ne kadar da tedirgin olsa da büyük araçların geçtiği yeni köprüden geçmeye karar veriyoruz. Yeni köprü kamp alanımıza çok yakın. Köprünün bir tarafında kaldırım var ve bisikletle rahatla geçilebiliyor. Tam bu kaldırım için yoldan karşıdan karşıya geçmeyi beklemek için duracakken Merve bisikletten düşüyor. Neyse ki çok yavaş düşüyor, önemli bişeyi yok. Birazdan birlikte onun düşmesine gülmeye başlıyoruz.
Bugün iki günüdür sürdüğümüz Elbe Nehri kıyısından ayrılıp yeni bir nehir rotasına bağlanıyoruz. 2 numara yerine Prag şehrinin içerisinden geçen 7 numaralı yol olan Vltava Nehrini takip edeceğiz. Çok kolay bir şekilde 7 numaralı yola çıkıyoruz. Yolu da bulduğumuza göre sırada artık bizim standartlarımıza göre kahvaltı yapacak yer bulmamız gerekiyor.
Melnik’ten çıktıktan 9 km sonra kahvaltı için gerçekten harika ve unutulmaz bir yer buluyoruz. Kahvaltı yapacak yer standardımız şunlardan oluşuyor: gölge, bank, nehir ve çöp kutusu.
Merve kahvaltıyı hazırlıyor bende bugünle ilgili kısa video çekiyorum. Yerimiz gerçekten çok güzel. Kahvaltının üzerine bir de Türk kahvesi içiyoruz, keyfimize diyecek yok!
Uzuuun kahvaltı molasının ardından tekrar yolumuza devam ediyoruz. Luzec Nad Vltavou’ya kadar yol çok güzel. Fakat tam buradan sonra nehri geçmek için bir tekne kullanmamız gerekiyor. Tabelaları takip edip nehir kıyısına geliyoruz. Biz tekne gibi bişey beklerken nehri iki kıyısına gerilmiş çelik halata bağlı kayık ile karşı kıyıya geçeceğiz. Öncelikle kayıkçının ziline basıyoruz. Onu beklerken birkaç kişi daha geliyor. Sonra bisikletleri kayığa yüklüyoruz. Merve için ikinci heyecan başlıyor. İki gün ard arda gelen nehir geçişleri onu epey heyecanlandırdı. Kayığın motoru yok nehrin akışı yardımıyla bizi karşı kıyıya ulaştırıyor. İki kişi ve iki bisiklet için 50 koruna ödeme yapıyoruz.
Sağ salim karşı kıyıya geçtikten sonra Bukol yakınlarında haritadan 7 numaralı yolun bizi çok fazla ve gereksiz dolandırdığını ve zaman kaybettirdiğini görüp bu yolu takip etmemeye karar veriyoruz. Bukol – Kralupy nad Vltavou arasını normal araçların kullandığı yoldan geçiyoruz. Tekrar 7 numaralı yola bağlanmadan önce akaryakıt istasyonunda dondurma molası veriyoruz.
Dondurmadan sonra kolayca nehir kıyısına bıraktığımız rotaya tekrar çıkıyoruz. Bazen rüzgar şiddetini çok arttırıyor. 7 numaralı yolu takip ediyoruz ve neredeyse nehir kenarından hiç ayılmıyoruz. Fakat nehir kıyısında mola vermek için hiç gölge bir yer ve bank bulunmuyor. Güneş tepemizde bizi kavuruyor.
Tabelada Prag’a 22 km yazıyor. Ben ilk kez gördüğümüzü düşünüyorum. Fakat öyle değilmiş. Dolany isimli yerleşim yerini geçtikten 7-8 km sonra rota bizi nehirden ayırıyor. Ağaçların arasından gölgede rampaları tırmanmaya başlıyoruz. Bu tırmanışların sonunda çok iyi bir inişle tırmandığımızdan fazlasını iniyoruz ve tekrar nehir rotasına bağlanıyoruz.
Suyumuz iyice azaldı hatta bitti diyebiliriz. Yolumuz üzerinde birkaç tane market bulduk fakat açık olana bir türlü rastlayamadık. Sonunda açık bir restoran buluyorum. Su almak için dolaba baktığımda çilekli sudan başka bir seçenek yok. O çok susamıştık ki çilekli olsa da buz gibi aromalı suyu midelerimize indiriyoruz.
Tabelalarda sürekli Troja yazısı görüyorum. Ben diyorum ki burada kesin Truva atı vardır, Merve’de isim benzerliği olabilir diyor. Sonra benim dediğim çıkıyor. Gerçekten Çanakkale Truva Ören yerindekine benzer Truva atı yapmışlar. Prag’a giriş yapmadan güzel bir yerde Polonya’dan Almanya’da yemek için aldığımız ton balıklarını yemek için Troya’nın yanında mola veriyoruz. Fakat bu kez mola yeri konusunda o kadar da şanslı değiliz. Yakınlarımızdaki ağacın veya büyük çöp konteynırılarının oraya kadın erkek demeden tuvaletlerini yapıyorlar. Çok yakın sayılmaz ama yine de kim böyle bir yerde zaman geçirmek ister ki?
Truva’dan sonra yol numarası değişti ve A2 oldu. Biz de kendi rotamızı oluşturup Prag şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. İlk hedefimiz warmshowers üzerinden konaklayacağımız ev sahiplerimize Türk kahvesi almak. Fakat marketi bulmaya çalışırken çok zaman kaybediyoruz ve maalesef ki güneşi kaçırıyoruz.
Prag meydanda bisikletlerimize güzel bir hatıra fotoğrafı çekilemiyoruz. Ayrıca astronomik saatin orası o kadar kalabalık ki bir anda sanki kalabalığın içerisinde boğuluyormuşuz gibi geliyor. Zaten astronomik saat bakımda. Bir kişiye telefonu verip fotoğraf çekmesini istiyoruz fakat o da kötü çıkınca vazgeçip o anki duygularımızı içeren video çekmeye karar veriyoruz. Hüzün, mutluluk, gurur ve sevgi duygularının karşımı içimizi kaplıyor.
Günlerdir Prag’a şu kadar günümüz kaldı diyorduk şimdi ise 2 gün sonra İstanbul’a dönüyoruz diyoruz.
Güneşide kaçırdığımıza göre artık warmshowers ev sahiplerimiz Tomas ve Bae’nin evine doğru yola çıkabiliriz. Evlerini çok kolay buluyoruz. Bisikletlerimizi apartmanın bodrum katındaki kilitli depoya koyuyoruz. Ev sahiplerimiz Tomas Çek ve bir bilişim firmasında insan kaynaklarında çalışıyor, Bae ise İspanyol ve tercümanlık yapıyor, dil öğretiyor. Birkaç gün önce İspanya’dan dönmüşler. Bize güzel bir akşam yemeği hazırlıyorlar. Yemekten sonra duş alıyoruz ve üzerimize iyice yorgunluk çöküyor.
Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz. Eğer beğendiyseniz beğenmeyi ve abone olmayı unutmayın:)
Günlük yol bilgileri: Melnik-Prag 63 km
Henüz Yorum Yok