Dün yediğimiz rüzgardan sonra bugün için bir karar vermemiz gerekiyordu. Planladığımız rotaya göre eğer yine böyle şiddetli rüzgar eserse Dresden ’e çok az vakit ayırmış olacağız. Bu sebeple bir kaç farklı seçenek üzerinde konuştuk. Bunlardan ilk aklımıza gelen sabah çok erken kalkıp yola çıkmak. Fakat kamp alanının wc ve banyosunu kullanmak için 10€ depozito verip aldığımız anahtarı en erken saat 8.00’de bırakabiliyoruz. Bu sebeple bu seçeceği eledik. Bu döviz kurunda 10€ öyle bırakılacak bir şey değil. Ayrıca erken çıkmamız bize 1-2 saatten daha fazla süre kazandırmayacak. İkinci ise seçeceğimiz normal saate yola çıkıp Dresden ’de bir gün daha fazla kalmak ve Prag için planladığımız günlerden azaltmak. Bu seçenekte ise Dresden ’de nelerle karşılaşacağımızı bilmediğimiz için Prag’dan gün azaltmak istemiyoruz. Bu seçeceği de böylece elemiş olduk. Son seçeneğimiz Bautzen’den bisikletle trene binin Dresden ’e ulaşmak. Bu seçeceğin tek eski yanı tren bileti. Fakat Dresden ’e daha fazla zaman ayırmak istediğimiz için bu seçeneğe karar veriyoruz. Saat 8.00’den sonraki ilk trenle Dresden’e gideceğiz.
Günden güne gece daha soğuk olmaya başlıyor. Sabah uyandığımızda da soğuk hava hala kendini hissettiriyor. Kahvaltı için yanımızda çardak var fakat soğuk sebebiyle orayı tercih etmiyoruz. Biraz toparlanıp çadırımızın içerisinde kahvaltımızı yapıyoruz. Kahvaltımızın ardından biraz titreyerek eşyalarımızı toparlıyoruz. Resepsiyona anahtarı verip 10€ aldıktan sonra yaklaşık 5 km uzaklıktaki Bautzen tren istasyonuna doğru yol alıyoruz.
Bautzen tren istasyonuna ulaştığımızda tamamının tadilatta olduğunu görüyoruz. Bilet satan gişe filan bulunmuyor. İstasyondan beklemeye başlıyoruz. Çevremizdekilere bilet satışı için yer sormaya çalıştık. Fakat aldığımız cevapların tamamı Almancaydı. Bautzen – Dresden arasında seyahat etmek için 09.10 trenini beklemeye başlıyoruz. Çok geçmeden tren yanaşıyor. Üzerinde bisiklet işareti olan vagonlara doğru yöneliyoruz. Biz binmeden önce bir kaç tane bisikletli trenden iniyor. Bisikletlerimizi trende uygun yere koyduktan sonra yolculuğa başlıyoruz. Biletler biletleri kontrol eden görevli tarafından satılıyor. İki kişi için 28 € iki bisiklet için de 11€ olmak üzere toplamda 39 € ödeme yapıyoruz. Bu bizim için hiç hesapta olmayan bir harcama. Euro olarak da ödeme yapınca biraz koymuyor değil. Böylece turumuz boyunca geçtiğimiz üç ülkede de (Ukrayna – Polonya ve Almanya) bisikletlerimizle treni kulanmış oluyoruz. Bu durumda bizim için farklı bir deneyim oluşturuyor.
Dresden de bindiğimiz tren için 3 durak bulunuyor. Biz de tam nerede ineceğimizi bilmediğimiz için kalabalığın indiği yerde bizde iniyoruz. Tren istasyonundan asansörler bisikletlilere uygun tasarlanmış. Dik bir şekilde asansöre girdiğinizde bisikletiniz tam olarak sığıyor ve asansöre giriş/çıkışlar farklı yönlerde bulunuyor. Tabi bu durum bisikletle asansöre binme konusunda başı belada olan Merve için çok sevindirici oldu.
Dresden tren istasyonundan çıktıktan sonra şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. Dresden şehir merkezine giriş yaparken Elbe Nehri üzerinde bulunan bir köprüden geçiyoruz. Köprünün bir kısmı tadilatta fakat yayalar ve bisikletliler için köprü kullanıma açık. Böyle durumları insan kendi ülkesiyle kıyaslamadan yapamıyor.
Neyse erkenden Dresden ’deyiz. Fakat daha önceden İstanbul’da warmshowes üzerinden misafir ettiğimiz dostumuz Ryan’a geldiğimizi henüz haber veremedik. Çünkü dün gece ve gün boyunca internet bulamadık. Tekrar internet arayışına geçiyoruz ve bir müzenin internetini bulup Ryan’a geldiğimizi haber veriyoruz. Erken geldiğimiz için seviniyor ve eve gelebileceğimizi söylüyor. Evin konumu bulduğumuz yere yaklaşık 5-6 km kadar uzaklıkta. Uygulamadan rotamızı çizdirip eve doğru pedallıyoruz.
Güzel bisiklet yollarından geçerek Ryan’ın ve ailesinin yaşadığı eve varıyoruz. Ryan bizi karşılıyor. Görüşmemiz biraz garip oluyor. Çünkü ilk ve son kez görüştüğümüzde İstanbul’da biz ev sahibiydik. Şimdi ise misafir olarak buradayız. Bu bize farklı duygular hissettiriyor. Daha sonra bisikletlerimizle birlikte aynı site içerisinde bulunan başka bir eve doğru gidiyoruz. Sonra Ryan’ın ailesinden ayrı yaşadığını düşünüyoruz. Bisikletlerimizi kilitleyip evin önüne geliyoruz. Anahtarla kapıyı açıyor ve ev sizin diyor. Sonra ailesinin sitedeki bu evi airbnb üzerinden kira verdiğini söylüyor. Böyle bir şey hiç beklemiyorduk, hazır olduğunuzda haber vermemizi istiyor. Birlikte bisikletle Dresden ’i gezeceğiz.
Hazırlandıktan sonra Ryan ile haberleşip bisikletlerimizle birilikte yola çıkıyoruz. Gezimiz için çok güzel bir rota planlamış. Ryan adeta bizim şehirde yerel rehberimiz oluyor. Yolda hemen hemen geçtiğimiz her yeri bize anlatıyor. Hasat festivali için kurulmuş alanda birlikte bir şeyler yiyoruz.
Bisikletlerimizi kilitleyip geziye yürüyerek devam ediyoruz. Sonra Protestan Kilisesinin üzerinden tüm Dresden ’i izliyoruz. Merve’de daha Dresden’e girerken ya şu şehri yüksek bir yerden görsek ne kadar güzel olur demişti. Tam Merve’nin istediği oldu. Şehir en güzel buradan görülüyormuş.
Elbe Nehrine bakıyoruz, belki gelecekte boydan boya kıyısında süreceğiz. Manzaranın tadını çıkarırken hatıra toplamaya devam ediyoruz.
Dresden ‘de bu kulesine çıktığımı kilise 2. Dünya Savaşı sırasında tamamen yıkılmış ve sadece bir duvarı kalmış. O duvarı koruyarak kilise tekrardan inşa edilmiş. Ayrıca savaş sırasında atılan bombaların etkisini göstermek amaçlı olarak o zamandan kalan ve kilisenin üzerinde bulunan haç sergileniyor.
Kendimi Türkiye’de bir arkadaşımla gezer gibi hissediyorum. Bir türlü elimizi cebimize attırmıyor. Artık sonunda durdurup, birazdan dinlenmek için bir yere gidiyoruz ve asla elini cebine atmıyorsun diyorum. Oda gülerek kabul ediyor. 🙂
Ryan ve Miri Viyana’da yaşayacaklar. Türkiye’de bir çok ilde bulundular ve sonra İstanbul’dan Dubai’ye uçtular. İran’da Miri’nin dizindeki sorundan dolayı turlarını yarıda bırakmak zorunda kaldılar. Miri’nin dizi yavaş yavaş iyileşiyormuş. Gelecekte tandem ile yola çıkmayı planlıyorlarmış. Umarım en kısa zamanda iyileşir.
Ryan ve Miri blog sayfası —> https://backbikers.com
Dresden gezimiz devam ediyor. Son olarak bizi Dresden Zwinger Palace’ a gidiyoruz. Bahçesi bir harika dostum!
Ryan saat 18.00’de ailesinin bizi akşam yemeğine beklediğini söylüyor. Eve dönerken başka bir yoldan pedallıyoruz. The Grand Garden of Dresden ’in ortasından geçip buraya hayran kalıyoruz. O kadar güzel ve yeşil ki hem de şehrin ortasında…
Saat 18.00 gibi evde oluyoruz. Anne ve babası çok tatlı insanlar. Babası içecek ikram etmek için aynı ülkemizdeki gibi ısrar ediyor. 🙂 Yemeğe geçiyoruz. Annesi akşam yemeği olarak kabak çorbası ve yumurtalı patates hazırlamış. Babası İngilizce biliyor ve gençliğinde sportif anlamda çok aktifmiş. Anılarını anlatıyor. Yaptığı ev ekmeğinden ikram ediyor ve önümüze sürekli bir şeyler geliyor. Kim demiş Almanlar soğuk insanlardır diye. Bu evde kendimizi Türkiye’de gibi hissediyoruz. Çok sıcak kanlı insanlar. Yemekten sonra Ryan bize yarın nereden yola çıkabileceğimizi ve rotamız hakkında yardımcı oluyor. Akşam 20.30’dan sonra evimize geçiyoruz.
Bugünle ilgili hazırladığımız videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz. Abone olmayı unutmayın:)
Günlük yol bilgileri: Bautzen tren istasyonuna varış ve Dresden içerisinde toplamda 28 km
Henüz Yorum Yok